Cenap Adaş Dişçi Korkusu

"Is it safe?"

(Güvende mi?)

Böyle sorar Laurence Olivier, John Schlesinger'ın unutulmaz Marathon Man filminin unutulmaz sahnesinde, elleri arkasından bağlı halde önünde oturan Dustin Hoffman'a...

Dr. Christian Szell (Laurence Olivier), 2. Dünya Savaşı'nda Nazi ordusunda ve Auschwitz Toplama Kampı'nda görev yapmış savaş suçlusu bir diş hekimidir, ve savaş sırasında Yahudi esirlerden çalmış olduğu elmasların yerini bildiğine inandığı Babe Levy'den (Dustin Hoffman) elmasların güvende olup olmadığını öğrenmek istemektedir.

Oysa elinde sivri diş aletleriyle kendisine yaklaşmakta olan asık suratlı bu yaşlı adamın kim olduğuna ve kendisinden ne istediğine dair en ufak bir fikri olmayan Levy, elmasların varlığından bile habersizdir.

Hiçbir şey bilmeyen insandan hiçbir şey öğrenemezsiniz. Babe Levy de söyleyemez elmasların yerini... Ve söyleyemedikçe, Dr. Szell’in sivri korkunç aletlerinden ve işkencesinden kurtulamaz...

Zavallı adamın dişlerini birer birer oyar, ve durup durup sorar Dr. Szell:

- "Is it safe?"

Cenap Adaş Dişçi Korkusu

İzleyenlerin tüylerinin ürperdiği ve hiç unutamadığı bu sahneyi bugüne kadar pek çok hastamla konuştuk, gülüştük... Diş tedavi koltuğunda çekilebilecek acıların ve diş hekimi korkusunun belki de en bilinen ve en somutlaşmış halidir bu filmdeki bu sahne...

Evet, doğrudur, diş gerçekten de çok acıyabilen bir organ... Küçücük bir organ, ama içinde barındırdığı yoğun sinirler, onu pek çok organdan çok daha fazla acı verebilen bir hale getiriyor.

Pek çoğumuz öyle ya da böyle, çekmişizdir diş ağrısını bir şekilde... Biliriz, nasıl birşey olduğunu o ağrının... Ve pek çoğumuz da o koltuktan uzak durmak için elimizden geleni yaparız... Dişimizi sıkarız, rakı basarız, ne yapar eder o koltuktan kaçarız... Kaçtığımız her günü kazanç sayarız...

Oysa, o koltukta çekilen o bildiğiniz ağrıların hepsi geçmişte kaldı artık. Bugün teknolojinin geldiği noktada ağrıyla başedebilmek mümkün. Artık o koltukta başınıza gelebilecek ağrıların hepsi önceden biliniyor, hepsi için önceden önlem alınabiliyor. Koltuğa oturuyorsunuz, ağrı ve rahatsızlık hissetmeden sağlığınıza kavuşurken dinlediğiniz müziğe ya da izlediğiniz filme kaptırıyorsunuz kendinizi... Koltuktan kalkıyorsunuz, yüzünüzde gülümsemeyle ve rahatlamayla...

Üstelik diş hekimliği o eskiden beri bilinen dar kalıpların içine hapsolmuş, korkulan şey değil artık. Gelişen teknoloji, diş hekimliğinin sunduğu olanakları çok genişletti, geliştirdi... Eskiden sadece ağrıyan dişlerden kurtulmamıza yarayan diş hekimliği, artık insanlara sağlığı, fonksiyonu ve estetiği birarada sunabiliyor, üstelik en ufak bir acı vermeden... Bilimin, teknolojinin ve sanatın bir bileşimi artık diş hekimliği...

Tek yapmamız gereken, önyargılarımızdan kurtulmak... Korkmadan, çekinmeden diş hekimliğinin bugün geldiği noktada onun sunduğu olanaklardan yararlanmak... Bir sorun varlığını ya da ağrıyı beklemeden güvendiğiniz bir diş hekiminden randevu almak...

Korkmayın, acımayacak...

Dr. Szell sadece bir film kahramanıydı...

Gerçekten...

Paylaş: