Günümüzde estetik kaygılarla diş hekimine başvuran hasta sayısı gittikçe artmaktadır.

Estetik sorunların en önemlilerinden birisi de dişlerdeki renklenmelerdir. Normal olarak beyazın değişik tonlarında olan diş renginin, sarıdan kahverengi griye kadar değişebilen renkleri alması, hiç istenmeyen durumlardandır.

İnsanlarda diş renkleri tıpkı ten renkleri gibi farklılıklar gösterir. Bazı kişiler doğuştan beyaz diş rengine sahiptirler. Bazılarımız da genetik olarak daha koyu diş rengiyle doğarız. Annemizin hamileyken kullandığı veya çocukken bizim kullandığımız bazı antibiyotiklerden dolayı da diş rengimiz koyulaşabilir, ya da içtiğimiz sulardaki flor yoğunluğu da diş rengimizin koyulaşmasına neden olabilir.

Çeşitli nedenlerle koyulaşmış dişlerin rengini daha açık hale getirme işlemine diş beyazlatma denir. Diş hekimliğinde kaydedilen gelişmelerle sararmış dişleri beyazlatmak ve bembeyaz dişlere kavuşmak artık mümkün.

Burada önemli olan, dişlerimizi beyazlatırken sağlıklarını korumak ve zarar görmelerine izin vermemek... Gittikçe büyüyen ve adına "diş beyazlatma pazarı" diyebileceğimiz alan öylesine vahşi ve acımasız ki, ticari bir bakış açısıyla toplum ve insan sağlığı hiçe sayılabiliyor. Beyaz dişlere kavuşmak ve özgürce gülümseyebilmek isteyen insanlar gerçek dışı vaatlerle ve çeşitli yöntemlerle kandırılarak son derece sağlıksız materyalleri kontrolsüz bir şekilde kullanmaya yönlendiriliyorlar. Sonuçta dişlerinin yapısal bozulmalara uğradığının farkına bile varamadan kısa süreli beyazlamalarla yetinmek durumunda kalıyorlar ve tanık oldukları beyazlama kısa sürede kayboluyor, dişleri eski renklerine dönüyor. Hem de yapısı bozulmuş şekilde...

Hiç bir diş beyazlatma yöntemi, bir diş hekimi kontrolü olmaksızın kullanılmamalıdır. Bilinçsizce kullanılan her bir materyalin sağlığımıza geri dönüşü olmayan zararlar verebileceği unutulmamalıdır. Ne yazık ki bugün piyasada bulunan, internetten ve tv'lerden kolayca satın alınabilen, eczanelerde ya da marketlerde kontrolsüzce satılan beyazlatma materyallerinin neredeyse tamamı sağlığa zararlı yöntemlerdir. Bu yöntemler kısa vadede geçici bir beyazlatma sağlamakla birlikte, kısa sürede diş rengi eski haline geriye dönmekte, daha da önemlisi diş yapısı bozulmakta ve dişlerin çürüğe karşı dirençleri zayıflamaktadır.

Sigara, çay, kahve gibi faktörlerle dişlerin yüzeyine yapışmış olan lekeler, diş hekiminin yapacağı temizlik işlemi ile çıkarılabilirler. Ancak dişin içine işlemiş olan renklenmelerde yüzeysel temizlik sorunu çözmez. Renklenmenin dişin dış yüzeyinde değil de özünde olduğu durumlarda diş beyazlatma işlemi devreye girebilir.

Dişlerin beyazlayabilmesi için gerekli işlem, belirli konsantrasyondaki beyazlatıcı jellerin belirli sürelerle dişlere temas etmesini sağlamaktır.

Beyazlatma işlemi uygulama yöntemi açısından iki farklı şekilde yapılabilmektedir:

1- Ev tipi beyazlatma: (Home Bleaching)

Diş hekimi tarafından hasta ağzından alınan ölçü üzerinde, kişiye özel şeffaf plastik bir kalıp hazırlanır.

Bu kalıbın içine, uygun beyazlatma jeli uygulanır ve kalıp ağza yerleştirilir.

Kalıp, ortalama 4 saat boyunca ağızda kalır ve bu süre boyunca jelin dişlere temas etmesi sağlanır.

Kalıp ağızdan çıkarılır, dişler fırçalanır, kalıp temizlenir.

Diş rengindeki değişim daha ilk günden farkedilir. Bu kür, hekimin uygun göreceği süre boyunca tekrarlanır, ancak genellikle 3-4 günlük uygulama sonucunda hedeflenen renge ulaşılır.

2. Klinik tipi beyazlatma: (Office Bleaching)

Bu diş beyazlatma yöntemi, diş hekimi tarafından klinikte ve genellikle 40-50 dk kadar süren tek seanslık bir işlemle uygulanır. Yöntem hidrojen peroksitin ısı yada ışık ile aktive edilemesi temeline dayanır. Dişe sürülen beyazlatıcı maddenin üzerine beyazlatmayı hızlandıran bir ışın uygulanır.

Diş beyazlatmada dikkat edilmesi gerekenler

* İki yöntemin de kendilerine göre farklı uygulama alanları vardır. Bu yöntemlerden hangisinin sizin için uygun olduğu mutlaka diş hekimi tarafından belirlenmelidir.

* Diş beyazlatmak için kullanılan jel, mutlaka sağlam ve hasarsız diş yüzeyine temas etmelidir. Beyazlatma öncesinde detaylı bir diş hekimi muayenesi ile ağızdaki dişler incelenmeli, dişlerin herhangi birinde çürük, çatlak gibi sorunlar varsa mutlaka beyazlatma işlemlerinden önce tedavi edilmelidir. Aksi halde, beyazlatma jelinin dişin derin dokularına sızması ciddi sorunlar doğuracaktır.

* Diş beyazlatmak için kullanılan jeller, sadece diş minesine temas etmeleri için üretilmişlerdir. Kalıbın kenarlarından taşıp ağız içinde dudak, yanak, dil gibi yumuşak dokulara taşmaları halinde bu bölgelerde tahrişlere ve yanmalara neden olabilirler. Bu nedenle, içine jel yerleştirilen kalıp mutlaka bir diş hekimi tarafından alınan hassas bir ölçü ile hazırlanmalıdır. Piyasada bulunan, eczanelerden, tv ve internetten temin edilebilen materyallerin uygulama kaşığı size özel değildir. Bu kalıplar herkesin ağzına uyabilecek şekilde geniş hazırlandığı için dişetini koruyucu özellik taşımazlar ve uygulama sırasında jelin kenarlardan taşması kaçınılmazdır. Bu nedenle eczane jellerinin konsantrasyonları oldukça düşük tutulur. Yani içlerinde beyazlatıcı özellik yok denecek kadar azdır. Ancak kullandığınız gün hafif bir parlaklık oluşur ve daha sonra dişleriniz eski rengine geri döner.

Bu nedenle diş beyazlatmaya karar vermeden önce mutlaka güvenilir ve bu konuda tecrübeli bir hekimden yardım almalısınız. Dünya üzerinde kabul görmüş FDA onaylı, bilimselliği kanıtlanmış ve klinik takibi yapılarak piyasaya sürülmüş ürünler kullanan merkezlerden yardım istemelisiniz.

Kliniğimizde diş beyazlatma amacıyla kullanılan ürün, Opalescence markasını taşımaktadır. Opalescence, dünyada 20 yılı aşkın süredir yüzmilyonlarca kişide kullanılmış ve sonuçlarıyla kendisini kanıtlamış, yurt dışında ve yurdumuzda üniversitelerce onaylanmış tek markadır.

Opalescence, benzeri beyazlatma materyallerinden farklı olarak % 20 su içerir. Bu özelliğinden dolayı dişlerde hassasiyete yol açmaz, mineyi susuz bırakarak çatlamalara neden olmaz ve oluşturduğu beyazlık, boyar maddenin yerini su aldığından doğal ve kalıcıdır.

AADR (International Association of Dental Research) tarafından 2006 yılında yapılan araştırmalar göstermiştir ki Opalescence PF,
- Hassasiyeti azaltmaktadır.
- Mine sağlığını korumaktadır.
- İçerdiği flour nedeniyle çürük önleyici özellikleri vardır.
- Minenin dayanıklılığını arttırmaktadır.

Diş beyazlatma kimlere uygulanmamalıdır?

Hamilelerde, emziren bayanlarda herhangi bir araştırma yapılmadığından kullanılması uygun değildir. Ayrıca 14 yaşından küçüklerde beyazlatma yapılmamalıdır.

Site içeriğinde bulunan bilgiler, diş hekimliği ve tedavi yöntemleri konusunda bilgilendirmek içindir.
Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.